Bence aksesuarlar hem kadın hem erkek için hayatı renklendiren, kişinin dış görünüşünden karakterine dair en güzel tahlilleri yapmanızı sağlayacak unsurlardandır.
Mesela konuya Türkiye açısından bakarsak, iddialı bir şapka ya da değişirenkte bir pantalon giymiş bir erkek için yırtık, kendine güvenli, uçuk vs vs vs bir sürü sıfat yakıştırabiliriz.
Aynı şey kadınlar için de geçerli tabi.
Türkiye'de önyargılar fazla olduğundan, aksesuar konusunda da oldukça kısırız. Hatta çoğu zaman bir meydan okuma iddialı bir parçayla sokaklarda dolaşabilmek.
Oysa Avrupa ülkelerinde insanlar kendilerini renkli çoraplarıyla, ojeleriyle, şapkalarıyla, pantalonlarıyla dışa vuruyorlar. Bu naturalarına o kadar yerleşmiş ki, düşünmeden yapılan birşey aslında. İsteyen istediğini yapıyor.
Benim en sevdiğim aksesuarlardan biri de şemsiyeler. Yeni yeni İstanbul'da da rengarenk şemsiyeler bulunabilse de, etrafta en çok gördüğüm şemsiye, yağmura aniden yakalanıldığında vapur sokaklarda satılan tek kullanımda harakiri yapan şeffaf şemsiyeler.
Halbuki yaya olarak kendimizi araba gibi düşünürsek, iyi bir şemsiyemiz olduğunda lüks bir arabaya dönüşebiliriz. Yayalar dünyasının prestij vesilesi şemsiyeler!!!!
Benim şemsiye için vazgeçilmez adresim Boulevard St. Michel'deki Parapluies Simon. Siz de benim gibi şemsiye tutkunuysanız ve şahsi bir ilişki kuruyorsanız şemsiyenizle, Boulevard St. Michel'den Jardin du Luxembourg'a doğru çıkarken sağ sırada kalan bu küçük dükkanın vitrini bile size cennet gibi gelebilir. Tabi herşeyin bir bedeli var. Burada satılan şemsiyeler de pek ucuz değil, 200 Eur'a da şemsiye var 60 Eur'a da. Öğrenci bütçemle benim için vitrin keyfi olan bu mağaza, son yıllarda Paris ziyaretlerimde uğrak noktalarımdan biri. İçeride sizi Şemsiye ile ilgili r konuda aydınlatabilecek çok tatlı bir insan olan Emanuel ile sohbet edebilirsiniz. Bu adam o kadar enerjik ki, alengirli yuzlerce şemsiyeyi açsanız da sıkılmıyor, hepsini açıp açıp sonra tekrar diziyor. Hafif pasif agresif bir hali var ama üzerinize de gelmiyor pek, dilerseniz hiç konuşmadan serbestçe her şemsiyeyi kurcalayabilirsiniz.
Ben bu gidişimde, bir tane estetik olmayan ama fonksiyonellikte kendini aşmış, ön tarafı kısa arka tarafı ise uzun değişik bir şemsiye aldım. Renk çeşidi sınırlıydı ama bu şemsiyeyle yürürken asla ıslanmıyorsunuz. Hatta bir daha gidecek olsam bir büyük boyunu bile alabilirdim, zira ben tek kişilik olanını aldım.
Aldığım ikinci şemsiye ise daha romantik desenli bir şemsiyeydi.
Aklım en pahalı olan fistolularda kaldı ama İstanbul'da çamur olur zaten diyerek kendimi teselli ettim.
İnternet sitesi biraz yavan ve modellerin güzelliğini yansıtmaktan çok uzak, bu yüzden ben kendi çektiğim ve internetten bulduğum fotoğrafları ekliyorum.
Sizde yayaysanız ve Paris'e gidecekseniza da orada yaşıyorsanız mutlaka uğrayın derim.
0 commentaires:
Enregistrer un commentaire